top of page

YENİ BİR ÇAĞDA,

YENİ KANALLARLA İLETİŞİM

 

Dünya, 18 yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızlı bir değişimin içine girdi. İnsanlar ilk önce tarım toplumundan sanayi toplumuna geçti. Daha sonra sanayi toplumundan enformasyon toplumuna geçiş yaptı.

 

İnsanlık için yerleşik hayata geçiş ile birlikte tarımsal üretime geçiş adeta bir devrim niteliğindeydi. Birçok toplum artık yaşadıkları yere göre ekonomik faaliyetlerini yürütmeye başlarken, kültürel yapıları yaşadıkları yerin iklimine ve toprak yapısına göre değişiklikler göstermeye başladı. İnsanlık yeni bir devrim için yüzyıllarca beklemek zorunda kaldı. 18 yüzyıl’ın üçüncü çeyreğinde ortaya çıkan buharlı makineler ve bu makinelerle yapılan üretim ve yine 18. yüzyıl’ın son çeyreğinde Fransa da yaşanan ihtilal, Dünya için yeni bir devrimin habercisi niteliğindeydi. Buharlı makinelerle başlayan üretim beraberinde sanayi toplumlarının oluşmasını sağladı. Kısa süre içinde sanayi şehirleri Avrupa’da mantar gibi ortaya çıkarken, bugün mavi yakalı diye tarif edilen işçi toplumlarının oluşmasını da beraberinde getirdi. Bu dönemdeki işçi toplumlarının tek sermayesi ise sahip oldukları fiziksel emek güçleriydi.

 

Dünya, sanayi toplumu ile hızla değişirken, artık değişim tek bir bölgede değil, Dünya’nın birçok bölgesinde aynı anda yaşanmaya başladı. Telgraf ile başlayan hızlı haberleşme, daha sonra telefon, telsiz, radyo ve televizyon üzerinden hızla gelişmeye başladı. Ama hiçbiri 20. Yüzyıl’ın ikinci yarısından sonra ortaya çıkan bilgisayar, cep telefonu ve internet kadar Dünya’nın her yerine aynı anda, daha hızlı yayılmadı.

 

Evet, 20. Yüzyıl’ın ikinci yarısından itibaren sanayi toplumundan, hızla enformasyon toplumuna geçtik. Sanayi devrimi sonrası tek sermayesi fiziksel emeği olan işçiler, artık sahip oldukları yetenek ve bilgi birikimini gelişen enformasyon teknolojileri ile daha üst noktalara taşıyarak, bugün beyaz yakalı diye tarif ettiğimiz yeni bir işçi toplumunun oluşmasını sağladılar. Günümüzde işletmelerde ve fabrikalarda işçiler beyaz ve mavi yaka olarak iki sınıfa ayrıldılar.

 

Emek, 21. Yüzyılla birlikte sadece fiziksel güç değil, sahip olunan bilgi birikimi ve bireysel yetenekleri de içine aldı. Dünya’da enformasyon teknolojileri hızla gelişirken, ülkelerde kamu sektörü diye ifade edilen Devlet işletmeleri de hızla özelleştirilerek, büyük sermaye gruplarının oluşmasını tetikledi. Artık iş güvencesi sadece fiziksel emeğinden oluşan işçi grupları, kendi aralarında iş süreklilikleri devam ettirebilmek için kıyasa bir yarışa başladılar. Bu durum büyük sermaye grupları için artı üretim, artı kazanç ve daha fazla büyümeyi sağlarken, işçi grupları ise sürekli olarak kayıplar vermeye başladı. Ucuz işgücü ve taşeronlaşma tüm Dünya’yı etkisi altına aldı.

 

İçinde bulunduğumuz enformasyon çağında iletişim ağlarına her gün yeni bir aktör katılırken bizlerinde, yani emekçilerinde bu gelişmelere ayak uydurup kendilerini yenilemesi gerekiyor. Sadece kendini yenilemekte yetmiyor, bunları da çeşitli enformasyon yolları ile farklı gruplara aktarması gerekiyor. Bir nevi kendini iyi bir şekilde pazarlaması anlamına geliyor. İşte bu web sayfasını bu amaçla, yani kendimi ve yaptığım işi doğru kanallar aracılığıyla topluluklara daha güvenilir yollarla ifade edebilmek için yayınlamaya karar verdim.   

 

                                                                                                                                                                                                                                                 Uğur Polat

     29.10.2012          

bottom of page